Kemal Tanca: Bir Tutkunun Hikâyesi
1950 yılında İstanbul’un kalbi Laleli’de, deri kokusuyla yoğrulan küçük bir atölyede başlayan bu hikâye; tutkuyla ustalığın buluştuğu eşsiz bir yolcuğa dönüştü.
Kemal Tanca, ayakkabının sadece ayakları değil, tarzı ve karakteri de taşıdığını biliyordu. Babasından miras kalan ustalık geleneği ve azmiyle, kalite ile zarafetin her adımda buluştuğu bir dünya hayal etti.
O atölyede elde şekillenen ilk ayakkabılar; emeğin, sabrın ve özenin simgesiydi. Kalite, zarafet ve incelikli işçilik, markanın ruhuna kazınan temel değerler haline geldi.
Zamanla bu aile tutkusu, nesiller boyu süren bir başarıya dönüştü. Laleli’deki küçük atölyeden doğan marka, yurt çapında mağazalara ve sınırların ötesine uzandı.
Bugün Kemal Tanca, geçmişin mirasını yaşatarak aynı tutku ve özenle yoluna devam ediyor. Markanın bugünkü anlayışı da, kalite, zarafet ve ustalığın eşsiz birlikteliğiyle şekillenmeye devam ediyor.