Bir Mirasın Ayak İzleri
1950 yılında, zanaatın ve tutkunun bir araya geldiği küçük bir atölyede başladı her şey. Kemal Tanca, bir ayakkabının yalnızca bir giysi değil, aynı zamanda bir duruş, bir karakter ve bir sanat eseri olabileceğine inanıyordu. Bu inançla atılan her dikiş, özenle seçilen her deri parçası, markamızın bugünkü temelini oluşturan kalite ve zarafet anlayışını şekillendirdi.